Ani bir kararla çıktığım bu yolculuk sonunda iyi ki gitmişim dediğim bir seyahat oldu benim için… İstanbul’dan 08.30 da başladığım yolculuk yaklaşık 890 km sonra Kalampaka yani Metora’da 19.30 gibi sona erdi. Yoruldum mu? Evet, geldiğime değdi mi? KESİNLİKLE…
Şehre girerken görkemli kayalıkları görünce merakınız iyice artacaktır çünkü çok heybetli duruyorlar. Yorgun olduğum için hemen yattım çünkü ertesi gün çok gizemli olacaktı… Gün doğumu ve kahvaltı sonrası başladı Gökyüzünde buluşan manastırlar gezisi…
Meteora:
Baştan aşağı mistik bir atmosferin hakim olduğu, görkemli manastırların yükseldiği bir yerde bulunmak gibisi yok. Teselya Dağlarının eteklerinde kurulmuş benzersiz bir manastır kompleksi diyebilirim. ” hava içinde asılı” anlamına gelen Meteora, tarihi, manzarası ve manevi atmosferi ile ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.
Meteora, sadece Yunanistan’ın değil, dünyanın en etkileyici ve ilginç yerlerinden biridir. Burası turistik bir yer değil, inanç merkezi olarak karşınıza çıkmaktadır. Manastırların gizemi, sessizliği ve yapıldığı kayalıklar sizlerde derin bir merak uyandırmaktadır. Neden bu kayalıklar üzerinde yapıldığı ise ayrı bir soru işareti olarak kalmaktadır. Yüzyıllardır burada ibadet eden keşişlerin ruhani varlığı Meteora’yı bir yerden öteye taşımaktadır.
Meteora’nın Eşsiz Manzarası:
Dünyanın en tehlikeli ve zorlu yerleri arasındadır. Adeta yer çekimine meydan okumaktadırlar. Bundan dolayı göklerdeki şehir diye de anılmaktadır. Kırmızımsı taşlardan oluşturduğu, yüksek ve sivri kulelerin üzerinde inşa edilmiş mastırları ile ünlüdür. Yunan mitolojisinde, Tanrıların Tanrısı Zeus’un bu kulelerde yaşadığına dair efsaneler dolaşıyormuş. ( kulak misafiri olduğum tur rehberi öyle diyordu anladığım kadarıyla ) Toplam 24 manastırdan sadece 6 tanesi günümüze kadar gelebilmiştir.
Doğa ve Yürüyüş:
Sadece manastırları ile değil, aynı zamanda doğayla da büyüleyici bir ilişki içindedir. Bölgede yürüyüş parkurları gördüm, yürüyerek bu benzersiz coğrafyayı ve muhteşem manzaraları daha çok keşfetmiş olursunuz diye düşünüyorum. Yürüyüş seven arkadaşlarım iyi okusunlar bu yazımı.
Ziyaretimden Faydalı Notlar:
Manastırları, ister bireysel, ister turlar ile gezebilirsiniz, kişi başı 25 € ile 50 € arasında değişmektedir. Aracınızla gezmenizi tavsiye ederim o kadar para vermeye gerek yok.
Manastırlar belirli günler ile saatler arasında ziyarete açık ve ortalama giriş için 3 € ödeme yapıyorsunuz. Bence bir tanesine girmeniz yeterli çünkü hepsi aynı diyebilirim ama manzaraları farklı tabi ki. Önemli olan manzaranın tadını çıkarmak değil mi ?
Otoparklar ücretsizdir, spor ayakkabı giymenizi tavsiye ederim. Konaklama için dağın eteklerinde pansiyonlar ve otelleri kullanabilirsiniz. Ortalama kişi başı 50€ ve kahvaltı dahil. Gün batımına denk gelirseniz bu gezi tadından yenmez.
Bu güzel mistik ve tarih dolu yeri gezmek için bir gün yeterli olacaktır. Ben kendi arabamla gezdiğim için turum öğlenden sonra bitti orada kalmak istemezseniz Meteora – Atina 250 km mesafededir. Akşam Atina’ya veya benim gibi Ohrid’e gidebilirsiniz.
Meteora’da neler yapabilirim, diye soracak olursanız?
- Göklerdeki Manastırları görmelisiniz (bunun için geldiniz zaten)
- Manastırlar arasından gün batımını izlemek.
- Manastırlar arasında trekking turu yapmak (eğer başarabilirseniz)
- Kaya Tırmanışı yapabilirsiniz. Korkmuyorsanız tabi ki
- Bisikletlerle gezebilirsiniz.
- Pinios nehrinde rafting yapılıyormuş isterseniz neden olmasın.
Meteorayı mutlaka ama mutlaka görmeniz gerektiğini belirtmek isterim. Benim anlatacaklarım bu kadar keyifli okumalar dilerim.
Sayende gitmiş kadar oldum eline sağlık, biraz yorucu bir yolculuk görünüyor ama değer