Babamın söylediği söz üzerine başladığım, Balkanlar turunda en son ve en önemli nokta Saraybosna olacaktı benim için… Yorucu ama heyecanlı geçen yolculuktan sonra Saraybosna’ya indim. Yükseklere kar yağmış soğuk bir gün karşıladı beni…
Babam “Her Türk evladının Saraybosna’da, Müslümanlara yapılan zulmü ve savaşın kalıntılarını mutlaka görmesi gerekir” dediği için çıkmıştım Balkanlar gezisine… Zaten şehre girdiğiniz andan itibaren her tarafı kurşun izleri dolu evleri, binaları görüyorsunuz ve burada neler yaşandığını hafızanızda canlandırıyorsunuz…
Otogardan 6 numaralı halk otobüsü ile 1.60 MKD bilet ücreti verdim, şehri gezerek tarihi Başçarşı’ya geldim. Sabahın erken saatleri olduğu için kimsecikler yoktu. Meydanda çorba içtikten sonra konaklayacağım Pansiyona gittim çantamı bıraktıktan sonra başladım kenti gezmeye… Çünkü ne kadar çok gezersem o kadar çok yer görecektim 🙂
Vijecnica Kütüphanesi:
Başçarşı’nın ön tarafında kalan bu tarihi bina 1800’lü yılların sonunda inşa edilmiş. Savaş sırasında Sırplar tarafından yıkılmış, sonra restore edilip kütüphane olarak tekrar hizmete açılmıştır. Özellikle gece ışıklandırması ile çok güzel görünüyor.
Saraybosna Mezarlığı:
Şehir merkezinden yukarı doğru gittiğinizde, büyük mezarlığa ulaşıyorsunuz. Eski ve yeni mezarlıklar, yeni olan mezarlık içinde bilge lider Aliya İzzetbegoviç’in mezarı da bulunuyor bu mezarlık 1990 yıllarında olan savaşta şehit düşenler için yapılmış sol tarafında ise yüzlerce yıl burada hüküm süren Osmanlı döneminde yaşayanların yattığı mezarlık…
Osmanlıdan kalan mezarlığın, harap, yıkık dökük, eskimiş çok ama çok bakımsız olduğunu görünce nasıl üzüldüm anlatamam sizlere 🙁 Yan yana olan aradan bir yolun geçtiği yere yapılan yeni mezarlar bakımlı, tertemiz ama Osmanlı mezarlığı kendi haline bırakılmış bir şekilde… Çok üzücü bir durum. Kötü halde olanları gördüm ama bu kadar kendi haline olanı görmedim doğrusu. 🙁 Umarım en kısa zamanda burayı düzeltir yetkililer.
Seyir Terası Yellow Bastion Žuta Tabija:
Saraybosna mezarlığının içindeki patika yoldan geçerek buraya ulaşıyorsunuz. Çıkarken nefes nefese kalacağınızı unutmayın 🙂 ama çıktıktan sonra bütün Saraybosna ayaklarınızın altında kalıyor adeta… Benim manzaram karlı oldu, bahar ayında ne kadar güzel olacağını siz düşünün. Buradan güneşin batışını izlemek ayrı bir huzur verecektir size… Bu güzel seyir terası o yolu çıkmaya değecektir.
Kasarna Safet Hadzic Konağı Kasarna Safet Hadžić (Jajce Kasarna):
Seyir terasının üst tarafındaki Pod bedemom yolundan yürürken gördüğüm bu ihtişamlı binayı yakından incelemek istedim. Kapısına ulaştığımda askerlerin tarafında nöbet tutulduğunu görünce yine de bir şansımı denemek istedim. Yorumlarda okuduğum kadarıyla içeriye kimseyi almıyorlarmış. Pasaportumu gösterdim Türk vatandaşı olduğumu görünce kapıyı açtılar ve fazla yanaşmadan fotoğraf çekebileceğimi söylediler.
Çünkü binanın yıkılma tehlikesi olduğundan dolayı böyle bir açıklama yaptılar. Kimin ve ne için yapıldığının bilmediğim bu güzel bina neden restore edilmiyor anlamadım doğrusu… Bu güzel yeri gezdikten sonra askerlere teşekkür edip konakladığım pansiyona geldim.
Toplik Guest House:
Saraybosna’da kaldığım iki gün boyunca burada konakladım. Çok lüks değil orta halli bir pansiyon şehir merkezine çok yakın olduğu için tercih ettim.
Başçarşı Camii Baščaršija Mosque:
Saraybosna’da Başçarşı, Türk veya Osmanlı Çarşısı olarak biliniyor. Ülkeye gelen bütün turistler buraya geliyor çünkü tarihi eserler ve alışveriş yerleri burada bulunmaktadır.
Boşnak mutfağı için ayrı bir yazı hazırladım, Saraybosna’da ne yenir? Saraybosna’da köfte nerede yenir? Boşnak böreği nerede yenir? Saraybosna’da soğan dolması nerede yenir? Saraybosna’da kahve nerede içilir? soruların cevabı için çok lezzetli bir yazı düzenledim buradan ulaşabilirsiniz. Çünkü kelimelerim çok lezzetli akıyor adeta 🙂
Gazi Hüsrev Camii ve Kütüphanesi:
Başçarşı ara sokaklarından veya Mula Mustafa caddesinden Gazi Hüsrev paşa adına yapılan cami, kütüphane, bedestenin ve saat kulesinin olduğu alan karşınıza çıkıyor. Hepsini gezdikten sonra Saraybosna’da bulunan katedrale ulaşıyorsunuz.
Kutsal Kalp, Saraybosna Katedrali Sacred Heart Cathedral:
Saraybosna katedrali veya kutsal kalp katedrali olarak bilinmektedir. Gösterişli Katolik kilisesidir. Almanya’da olan o meşhur kiliseye benzettim, dışardan fotoğraf çektikten sonra Savaş tüneline gittim.
Saraybona Kurtarma Tüneli – Savaş Tüneli Tunel Spasa :
Savaş döneminin kurtarıcısı olan zorluklar içinde yapılan bir tünelden bahsetmek istiyorum sizlere çünkü bu tünel Saraybosna’nın kurtuluşunun bir simgesi olmuştur. Havaalanın altında toplamda 800 metre uzunluğunda yapılmıştır.
Zor dönemlerde şehrin tüm ihtiyaçları bu tünel vasıtasıyla sağlanmış, çok tehlikeliydi çünkü içinde, yarlıların taşınması, yiyecek içecek getirilmesi, elektrik hattı, telefon hattı, yakıt boru hattı bulunmaktaydı. Günümüzde tünelin bir kısmı hala ayakta duruyor, girişinde o dönemden kalma eserlerin olduğu küçük bir müze var bu kadar yolu gelip burayı görmeden ayrılmamanızı tavsiye ederim.
Tünel müzesi giriş ücreti olarak 5 € verdim. Buradan dönüş için müzenin yanında bulunan hediyelik eşya dükkanının sahibine 10€ verirseniz sizi havaalanına bırakacaktır çünkü ben öyle yaptım 🙂
Yakın tarihinde büyük bir savaş atlatan bu güzelim şehir en kısa zamanda eski haline dönerek yaşadıkları acı dönemi bir nebze unuturlar. Yaşadıkları o acıyı unutmamak ve unutturmamak için kurşun izleri olan binalar, aynı halleriyle hala duruyor.
Orada tesadüfen adres tarifi için soru sorduğum, sen Türk müsün deyince evet dedim ve başladık sohbete sonra mimar olduğunu söyleyince hemen kurşun izleri olan binaları sordum. Neden böyle duruyorlar yeniden onarmıyorsunuz, tadilat yapmıyorsunuz dediğimde kızgın bir şekilde bana bakarak “başta çocuklarımız, gelecek nesillerin ve turistlerin, bizim ne yaşadığımızı nasıl bir acı çektiğimizi anlasınlar diye yapmıyoruz” dedi. Söyleyecek söz bulamadım, biraz daha sohbet ettik sonra teşekkür edip ayrıldım ve en sevdiğim bölüm olan yemek faslına geçiyorum okumak için burayı tıklayabilirsiniz.
Saraybosna’ya gelecek olanlara şimdiden keyifli geziler diliyorum.