Bu gezimde sizlere Kosova’nın en güzel kentlerinden biri olan Prizren’de gezilecek yerleri anlatacağım. Makedonya gezim bittikten sonra istikameti Balkanların buram buram tarih kokan şehri Prizren’e çevirdim. Üsküp’ten Prizren’e ulaşım çok kolay değil. İki saatlik bir yolculukla önce Prishtine’ye (300 Mkd 44 TL) oradan da yine iki saatlik yolculukla Prizren’e geçebilirsiniz. Prishtine Prizren arası Otogardan her saat başı araç bulunuyor bilet fiyatları 4 £ civarında. Şar dağlarının yamaçlarında kurulmuş zamanın en güzel şehri bu güzelliğini günümüze kadar devam ettirebilmiş…
Kenti ortadan ikiye Akdere (Bistrica) bölmektedir. Osmanlı imparatorluğundan önce Sırpların elinde bulunan şehir 1390 yılında denetim altına alınmış, 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet Han tarafından kesin olarak fethedilmiştir. Temiz havası, yemyeşil doğası ile güzide bir şehirdir. Ayrıca Osmanlı döneminde birçok ilim adamı da buraya gelip yerleşmiştir.
Kosova savaşında kentin kültürel mirası Sırplar tarafından tahrip edilmiş, birçok bina yıkılmıştır. Tika tarafından Osmanlı eserleri yeniden restore edilmektedir. Gezimde iki gün boyunca bana eşlik edip rehberlik yapan arkadaşımın anlattıklarına göre, gözle görülen bir savaş olmasa bile kültürler arası savaşın olduğu ve bu yıkım çok çetin bir şekilde devam ettiğini, hatta kazı alanlarına sonradan yapılmış eserler koyup, kazı yapıp bakın bunlar çıktı bu eser Osmanlıya ait değil gibi asılsız ithamlarda bulunduklarını anlatıyor. Kent hakkında kısa bilgilendirmeden sonra gezimize Namazgahtan başlamayı uygun gördüm,
Namazgah:
Geniş kitlelerin namaz kılması için yapılan üstü açık camidir. Fatih Sultan Mehmet Prizreni fethettikten sonra ordusuyla ilk Cuma namazını burada kıldığı rivayet edilmektedir. Namazgah, üstü açık yapılan tek, Prizren’in de ilk Camisi olma özelliği taşımaktadır. Şimdi ise küçük bir park içinde varlığını korumaktadır. Yugoslavya döneminde uzun bir süre depo olarak kullanılan bu açık caminin çok fazla örneği yoktur. Gümüşhane’nin Kadırga yaylasında bir tane olduğunu biliyorum. Kayseri’nin çeşitli camilerinde de bu mimari özellikler ile karşılaşabilirsiniz. Selçuklu mimarisinden örnek alınarak yapıldığını tahmin ediyorum. Eşine az rastlanır bu eseri görmenizi tavsiye ederim.
Arkeoloji Müzesi ve Saat Kulesi:
On beş ‘inci yüzyılda yapılmıştır. Saati yerinden alınmış ve yenisi takılmamıştır. Kuleye çıkış için tahta merdivenler kullanılıyor yorucu bir tırmanıştan sonra şehri bir de bu açıdan görme imkânı sunuyor sizlere… Saat kulesini ve yanında bulunan müzeyi görmenizi tavsiye ederim. Pazartesi günleri kapalı olan kule ve müzeyi arkadaşım sayesinde gezme şansı yakaladım giriş ücreti olarak 1 € alıyorlar. Saat kulesinden çıktıktan sonra hemen yan tarafında Fethiyye – Cuma Camii bulunuyor.
Fethiyye – Cuma Camii (Aya Maria-Levişka Kilisesi):
Bizans döneminde inşa edildiği söylenmektedir. 1307 yılında yenilenmiş ve Kosova’nın en büyük Ortodoks kilisesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1455 te Prizren fethedildikten sonra Fatih Sultan Mehmet Han tarafından camiye dönüştürülmüş ve minare eklenmiştir. 1918 yılına kadar ibadethane olarak kullanılan Cami 1. Dünya savaşından sonra Osmanlı İmparatorluğunun yaptığı ilaveler yıkılarak tekrar kiliseye dönüştürülmüştür. 2004 yılında yaşanan sivil ayaklanma sonrasında yakılmaktan kurtulmuş ama büyük tahribatlar yaşamıştır. Osmanlı kaynaklarında Fatih Sultan Mehmet Camii olarak geçmektedir. Günümüzde aktif olarak kullanılmamaktadır. Ama gördüğüm kadarıyla kilise olarak yenileme faaliyetleri hissettirilmeden devam etmektedir. Halk arasında Cuma Camisi olarak bilinen, tarihe tanıklık etmiş bir eserdir.
Emin Paşa Camii ve Gazi Mehmed Paşa Hamamı:
Prizren’de bulunan en yeni camilerdendir. Tahir Paşanın oğlu Mehmet Emin Paşa tarafından 1832 yılında yaptırılmıştır. Çeşitli dönemlerde tahrip edilen Cami Tika tarafından yenilenerek ibadete açılmıştır. Caminin içerisinde bulunan süslemeleri ve işlemeleri mutlaka görmeniz gerektiğini düşünüyorum. Emin Paşa Camii ile karşı karşıyadır. Yapılışının bir hikayesi varmış bu hikayeyi Bayraklı camisini anlatırken anlatacağım. Hamam Restorasyonda olduğu için gezme şansım olmadı ama dışarıdan büyük bir hamam olduğu görünüyor umarım siz gezme şansı bulabilirsiniz. Hamamın karşı çaprazında Arasta Camisinin minaresini görebilirsiniz dilerseniz ziyaret edebilirsiniz. Hamamı gördükten sonra karşıda bayraklı caddesine girip yüz metre ilerde bulunan Bayraklı Camiye ulaşıyorsunuz.
Gazi Mehmed Paşa ( Bayraklı ) Camii:
Prizren’de gördüğüm bahçe düzenlemesi bozulmadan kalan en güzel cami diyebilirim. Abdest alma yerlerini şahsen çok beğendim keşke bütün camilerimizin avlu ve bahçeleri bu şekilde olabilse… Prizren’de tanıştığım ve bana rehberlik yapan arkadaşımın Bayraklı Camisi ile ilgili anlatığı hikayeyi sizlerle paylaşıyorum…
Kente bir Cami yaptırmak isteyen ama bu Caminin helal para ile yapılmasını arzu eden Gazi Mehmed Paşa Caminin inşaatında kullanacağı paraların helal olup olmadığını test etmek için Prizren’in içinden geçen derenin yanına gelir ve altınları dereye dökmeye başlar ve ”helal olanlar su dibinde kalsın haram olanları ise su götürsün der” bir müddet bekledikten sonra kalan altınları toplar ve Caminin inşaatına başlanır. Çabuk bitirilmesi için devamlı İnşaat alanına gelen paşa karşılaştığı bir olay sonucunda inşaatı durdurur ve Caddenin diğer ucunda bulunan Hamamı inşa ettirir. Sonrasında Cami inşaatı da biter ve 1574 yılında İbadete açılır.
Yine Caminin ve Hamamın helal para ile yapılıp yapılmadığını test etmek için kapılarına birer kilit astırır cemaat ile kapıya yaklaşıp ” ey kilit bu cami helal para ile yapıldıysa kendiliğinden açıl, haram karışmışsa açılma der ve biraz sonra kilit kendiliğinden açılır hamam da aynı şekilde açılır” böylece Caminin helal para ile yapıldığı kesinleşmiş olur. Osmanlı Devletinden kalan bu güzel Camiyi ziyaret etmeden buradan ayrılmayın.
Taş Köprü:
Osmanlı devletinin gittiği her bölgede bıraktığı eserlerden bir tanesi de köprülerdir. Öyle sağlam yapılır ki bu köprüler doğal afetlerin çoğundan sağlam olarak çıkmayı başarırlar. Bu köprü de uzun yıllar ayakta durmuş; ama yakın tarihteki bir sel ile yıkılmıştır. Aslına uygun şekilde yeniden inşa edilen köprü kentin en önemli simgelerinden biri olarak sizleri beklemektedir. Köprünün gece ışıklandırılmış halinin ayrı bir güzel olduğunu özellikle belirtmek isterim. Köprüyü geçtikten sonra kentin her tarafından görünen Sinan Paşa Camisi karşınıza çıkmaktadır. Küçük şehir turundan sonra yola devam etmeden önce Sofra Restoran bir uğrayın derim sizlere detaylar için burayı tıklayın lütfen
Sinan Paşa Camii:
1615 yılında Bosna beylerbeyi Sinan paşa tarafından yaptırılmıştır kentin merkezinde bulunmaktadır. Kubbesi yüksek, minaresinin ince ve uzun olması ile dikkatleri üzerine çekmektedir. Balkanlarda bulunan Camilerin içini süslemek ayrı bir maharet; çünkü her Caminin içi ayrı bir güzellikte diyebilirim. Sinan paşa Camisinin içinde bulunan karpuz resmi ilgimi ayrıca çekti diyebilirim. Caminin arka tarafında butik işletmeler bulunuyor buradan hediyelik eşya alabilir, kafeteryada Türk kahvesi içebilirsiniz. Türk kahvesi ve çay İçin 1 € ödedim.
Şadırvan Meydanı:
Kentin meydanı, turistik alanı, buluşma noktası diyebilirim. Meydanın ortasında bulunan şadırvanın etrafı birçok Kafeterya ve Lokanta ile dolu gezinize kısa bir mola verip ister yemek ister sıcak içeceklerin tadına bakabilirsiniz. Yolun ortasında bulunan Şadırvan hakkında anlatılan bir rivayete göre şadırvandan su içen ya tekrar geri gelirmiş yada buradan birisiyle evlenip buraya yerleşirmiş bu ufacık bilgi aklınızda bulunsun. 🙂
St. George Katedrali (Саборни храм Св.Ђорђе ) ve St. Savior Kilisesi:
Şadırvan meydanının yan tarafında bulunan bir kilisedir. Girişinde güvenlik hatta polis olduğu için içini girip gezme şansınız olmuyor en azından ben gezemedim. Öğrendiğim kadarıyla fotoğraf çektirilmesine bile izin vermiyorlarmış. Gizlice birkaç fotoğraf çektikten sonra, Sinan Paşa Camisinin hemen sol tarafında bulunan yoldan Prizren kalesine çıkarken yol üzerinde bulunuyor. Savaş döneminde çıkan isyanda halk tarafından tahrip edilmiştir.
Prizren Kalesi:
Sinan Paşa Camisinin sol tarafında bulunan yoldan on beş dakikalık bir yolculuk sonunda kaleye ulaşıyorsunuz. Şehrin üzerinde kurulmuştur. Kenti tepeden gören bir yerde olup arka tarafında bulunan vadiyi kontrol amaçlı kurulduğunu tahmin ediyorum. Kalenin girişi ücretsiz ama ilerleyen yıllarda ücretli yaparlar, çünkü kalenin içinde restorasyon çalışmaları devam ediyor. Kaleden şehri seyretmesi çok güzel oluyor benden söylemesi 🙂
Maraş Bölgesi, Maraş Camii :
Kenti ortasından geçen Akdere (Bistrica) nin yanında trafiğe kapalı olan bir yerdir. Bu bölge Prizren’in en eski yerleşim yeri ve en eski camisi olan Maraş camisi (Maksut Paşa cami) karşımıza çıkmaktadır. 1641 yılında dönemin idarecisi olan Maksut paşa tarafından yaptırılmış ve günümüze kadar (500 yıl) ayakta kalan nadir camilerden bir tanesidir. Girişinde bulunan Ay Yıldız, ahşap işlemeleri ve büyük pencereleri ile dikkatleri üzerine çekmektedir. Caminin bir diğer özelliği ise Prizren’de Türkçe vaaz verilen Sinan Paşa camisinden sonra ikinci cami olarak tarihe geçmiştir. Caminin hemen ilerisinde Osmanlı Devletinden kalma Koca Çınar ağacı bulunmaktadır. Prizren’in en eski yerleşim yerini ziyaret ettikten sonra yemek nerede yiyebilirsiniz diye merak ediyorsanız burayı tıklayabilirsiniz.
Bu güzel ve tarihi kenti bir günde gezebilirsiniz ama iki gün de çok daha güzel ve lezzetli gezersiniz. Şadırvan meydanında bulunan kafeteryalarda kahvenizi yudumlayıp şehrin keyfini çıkarabilirsiniz. Prizren’de bulunan Türk kışlasına uğrayıp Askerlerimizi selamlaya bilirsiniz ben öyle yaptım ve Ülkemizin kilometrelerce uzağında varlığını görmem göğsümü kabarttı…
Prizren’de herkes Türkçe biliyor asla yabancılık çekmezsiniz. Konaklama için Oltaş Pansiyonu önerebilirim (20 €) sahibi Türk ve size sabah kahvaltısı hazırlıyor ve yanında çay oluyor bu çok büyük bir nimet, çay içmeyi seviyorsanız eğer. Kısaca Prizren bir Türk şehri gibi bir gece iki gün ideal bir gezi olacaktır Prizren’den sonra Prishtine istikametine gidecekseniz otobüs bulmak sıkıntı değil ama Karadağ’a (Montenegro)’ya gidecekseniz sadece sabahları 08.00 de Vector Turizmin araçları gidiyor. Ben Ulcinj’ne bilet aldım 15 € otobüsler tam saatinde kalkıyor geç kalmamanızı öneririm. Prizren gezimde toplam olarak yiyecek içecek, konaklama ve gidiş ve geliş biletleri dahil toplam 55 € gibi bir para harcadım.
Keyifli ve lezzetli bir yolculuk dilerim.